GEÇMİŞ

"Ya sen beni takip edersin ya da ben seni dışarı taşırım. Sana kalmış."

Hāpai Iwini, Christchurch, Rārata iwi'de itfaiyeci bir baba ve çavuş bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Anne ve babasının izinden giderek Yeni Zelanda Ordusu'na katıldı (Ngāti Tumatauenga). Üç yıl gibi kısa bir sürede yüzbaşılığa terfi ederek dikkat çeken Iwini, iki denemenin ardından Yeni Zelanda Özel Hava Birliği'ne girmeyi başardı. Bu başarısı ona Moko Kauae dövmesini kazandırdı. Kaupapa Māori anlayışını hayatı boyunca uygulayan Iwini, görevde değilken gönüllü olarak itfaiyecilik yapmayı sürdürüyor.

Iwini, sağlam bir antrenman düzenine sahip ve yarı profesyonel ragbi oynayarak da bunu gösteriyor. Olağanüstü fiziksel kondisyon ve durumsal farkındalık performans puanlarını bu hobisine bağlıyor. Iwini, özel kuvvetlerde gösterdiği olağanüstü performansı sayesinde Rainbow'a sevk edildi ve Striker eğitiminden geçti, bu eğitimde de 2003’ten beri kırılmamış tahliye eğitimi süre rekorunu kırdı. Hereford Üssü saldırısında gösterdiği kahramanca davranışların ardından tam Operatör olmaya hak kazandı.

PSİKOLOJİ RAPORU

Hāpai "Rauora" Iwini'nin hangi ekipte olacağını belirlemek için Doc ile masaya oturduk, doğal olarak başta anlaşamadık. Ben gerekçelerimi ortaya koyunca onun ait olduğu yerin Viperstrike olduğu ikimiz için de kesindi artık. Keres Lejyonu'nun saldırısı sırasında hızlı karar verme yeteneği ve birçok Operatörle kusursuz iş birliği, Rainbow'un hayatta kalması için kritik öneme sahipti. Arama ve kurtarma çalışmalarının devam etmesi için gösterdiği çaba, hem bu işe olan tutkusunu hem de acil durumlarda doğal liderlik sergileyebileceğinin bir göstergesiydi adeta.

Rauora dışarıdan bakıldığında uyanık ve güçlü dursa da bu sağlamlığın ardında yatan ve ilgilenilmesi gereken bir zafiyet bulunuyor. Görüşmemiz sırasında kocası ve oğulları ve "iwi" kabilesinden uzun uzadıya bahsetti. Memleket hasreti, yeni Operatörlerde rastladığımız bir durum ama Rauora, memleket düşüncelerini sahaya yönlendirerek bir koz olarak kullanıyor. VIP koruma görevi verildiğinde Rauora'nın ilk içgüdüsü kendisini düşman ve korumakla yükümlü olduğu kişi arasına koymak oldu. Kendi yeteneklerine ve sağlamlığına güvendiği için böyle davrandığını söylüyor ama bana kalırsa doğru kararı veremeyeceklerini düşünerek başkalarına güvensizlik besliyor. Rauora'nın operasyon başarı oranı gün gibi ortada ancak onun bu yönünü gözlem altında tutmam gerekecek.

Rauora, gözü kara hareketleri yüzünden kendisini sık sık çatışmanın en sert geçtiği yerde buluyor ama savaş ne kadar çetin geçmiş olursa olsun akabinde sakin olmayı başarıyor. Bunun ailesinden gelen, nesilden nesile aktarılan "whakapapa" adında bir özellik olduğunu söylüyor ve çok az kişide görülen türden içgüdüler geliştirmiş. Keşke Harry burada olsaydı da bu ince ayrıntıları anlamama yardımcı olsaydı ama neticede beni ilgilendiren kısım, edindiği beceriler ve bu becerilerle ekibe nasıl katkı sağlayabileceği. […]

Rauora, ortama alışmaya başladı, özellikle Thatcher ile araları iyi, SAS ile geçmiş ortak operasyonlarda arkadaşlıkları olmuş. Dokkaebi ortadan kaybolunca Thatcher kaygıya kapılmıştı. Rauora'nın tanıdık siması onu rahatlattı, bu rahatlık da ekip için olumlu tabii. Gelecek günler için aklımız başımızda olmalı. […]

--Kaptan Yumiko "Hibana" Imagawa, Viperstrike Ekip Lideri