Blackbeard, H.U.L.L. Uyarlanabilir Kalkan ile donatıldı. Kalkan, yaya olarak ve iple inerken en iyi korumayı sağlamak için şeklini uyarlama yeteneğine sahip. Kalkan ayrıca Blackbeard'ın yumuşak duvarları yok ederek kendi dönüşlerini yaratmasını sağlayan bir kırıcı hava basınçlı sistem içerir. Blackbeard'ın silah becerileri, H.U.L.L. Uyarlanabilir Kalkan ve birincil silahları aynı anda kuşanmasına olanak tanır.
Mk17 CQB
PİYADE TÜFEĞİ
SR-25
NİŞANCI TÜFEĞİ
D-50
TABANCA
Tuzakli mayin
El bombasi
H.U.L.L. UYARLANABİLİR KALKAN
“Ben dalgıcım. Tehlikeleri tavlanmış cam katmanları arkasından görmeye alışkınız.”
Jenson, aile geleneğini takip edip tıp bilimleri okumak yerine, ABD Donanması’na katıldı. Erkek İzciler ve Amerika Birleşik Devletleri Donanma Harp Okulu (Blue Angels Mangası) bünyesinde geçirdiği çocukluk yılları ülkesine hizmet etme ve dünyayı görme arzusunu kuvvetlendirdi. Askeriyeye katılmak, ona bir yandan akademik eğitimini sürdürürken bir yandan da maceracı ruhunu besleyen çeşitli becerileri edinmek için ideal bir fırsat sundu. Jenson, askeriyedeki ilk döneminin ardından nihai kariyer hedefi ABD Navy SEAL olmaya odaklandı. İşinde ve özel hayatında başarılı olma güdüsünün izinde, Everest Dağı’na tırmandı, ABD yelken şampiyonalarına katıldı ve yelkenle dünyayı birden fazla kez turladı.
Uzman Craig “Blackbeard” Jenson’ın baskın bir kişiliği, şamatacı bir mizah anlayışı ve etrafı saran bir kahkahası vardır. Jenson'ın, operasyonel rolü dışında pek bir şeyi ciddiye aldığı söylenemez. Sohbetimiz sırasında sakin ve açık sözlüydü, kendisini “gung-ho (savaşa karşı istekli) ve sonuna kadar” türünde bir kişi olarak tanımladı. “Gung-ho” kelimesini pek sık duymadığımı itiraf etmem gerek. […]
Atletik, zinde, dağ tırmanıcısı ve profesyonel yelkenci sıfatlarıyla tanımlanabilen Jenson, en çok kendisi olabildiği yerin doğa olduğunu söylüyor bana. Vahşi doğanın adaptasyonu teşvik ettiğini ve irade, hoşgörü ve kabullenmeyi güçlendirdiğini söylüyor. Bu, gençliğinden beri kendi benliğinde yerleştirdiği bir şey olsa gerek. Askeriyede olmasa yapmak isteyeceği bir iş olup olmadığını sordum ona. Vaktinde denizbilimci olmayı düşündüğünü, ama şimdilerde “SEAL olmanın çok daha göz alıcı” olduğunu söyledi. […]
Macera tutkusunu ne zaman keşfettiğini sordum. Beş yaşındayken yataktan gizlice çıkıp, ailesinin tüm kamp ekipmanını evin arkasındaki koruluğa taşımış. Orada iki gün kamp yapmış, sonrasında ebeveynlerinin endişe etmemesi için geri dönmüş. Sonrasında, ailesinin onun tam olarak nerede olduğunu bildiğini ve bir gözlerinin kendi üzerinde olduğunu öğrenmiş. Daha uzun süre kalmadığı için pişmanmış. […] Büyük büyükbabasının bir gün işinden ayrılıp, karısını ve çocuklarını terk edip Kuzeye madenci olmaya gittiğini söyledi. Jenson, onunla aynı tutkuyu paylaştığını, ancak karısını ve çocuklarını terk etmek istemediğini söylüyor. […]
Günümüzde, korsanlar donanma için ciddi bir tehdit, Jenson ise birden fazla anti-korsan vazife kuvvetinde yer almış. Diğer yandan, evde çocuklarıyla kabadayı korsancılık oynamaktan hoşlanıyor. Jenson, korsanların eşitlikçi olduğunu ve bunun, Rainbow ekibinin operasyonları yürütmesi gereken şekle benzer olduğunu ifade ediyor. […] Kendi rolünü net bir şekilde anlayan sağlam bir operatör. Rolünde başarılı ve ekibi tarafından oldukça seviliyor. Boş zamanında korsancılık oynamak istiyorsa, bence eğlenceli olur.
-- Dr. Harishva “Harry” Pandey, Rainbow Yöneticisi