GEÇMİŞ

“Rainbow’un başlangıcına şahitlik ettim. Sonuna da edeceğim.”

Gerald Morris, Alabama’nın Birmingham şehrinde doğdu. Manevi babasıyla yakın bir ilişkisi vardı; asker emeklisi babası Morris’i gizlice Batı matinelerine ve atış poligonlarına götürürdü. Şerif Bass Reeves’i tarih kitabında keşfetmesi Morris için bir dönüm noktasıydı, gelecek yıllarda örnek olacağı kişiyi bulmuştu.

Morris zamanının büyük bir kısmını Özel Kuvvetler ve ATF’ye ayırdı. Öne çıkmasına rağmen terfileri elinin tersiyle itti; onun yerine pratik becerilerini geliştirdi ve Anorganik Kimya üzerine yüksek lisansını tamamladı. [REDACTED] suç örgütünün parçalanmasında oynadığı rol, Rainbow’un ilk kadrosu için onu öncelik hâline getirdi.

Timin patlayıcı uzmanı ve mihenk taşı bir operatörü olarak Morris, Rainbow’un ilk başarılarında kilit rol oynadı. Devlet gözetimi altında olmanın getirdiği operasyonel sınırlamalar hakkında açık sözlü olması sonucu tim liderliği elinden alındı. O ve operatör arkadaşı Daniel Bogart’ın [REDACTED] Operasyonu’nda öldürüldüğü düşünülüyordu.

Morris’in Emerald Plains’de ele geçirilmesinin ardından o olayın gerçek yüzü sorgulanmaya başladı.

PSİKOLOJİ RAPORU

Morris’in gelişi Uzmanların morali üzerinde toksik bir etki bıraktı. Sinirler gergin.

Bana kalırsa onun ele geçirilmesi bizler için eşsiz bir fırsat. Kişisel seviyede düşünürsek kimliğimizi, Rainbow’un kimliğini tanımlamak için bir fırsat. Daha önemlisi, Morris’in arkasındaki gücü bulmamızı sağlayacak istihbarata erişeceğiz. Bundan daha kıymetli bir şey olamaz. Vakit daralıyor.

Jordan için endişeliyim. Rainbow’un başarısızlıklarının sorumluluğunu kendi üstüne yüklendi. Arkadaşı olarak açıkça söylüyorum; üzerine alınması gerekiyor. Sahadaki operatörler olarak o koşullarda sonucu değiştiremezdik.

İşte bu Deimos’un bizde bıraktığı etki. Birbirimize olan güvenimiz sınanıyor. O hücredeki adamın Rainbow programının yetiştirdiği en iyi askerlerden biri olması ve Operatörlerin bunu üstü kapalı şekilde kabul etmesi de kargaşayı pekiştiriyor. Hareket ediş tarzı, konuşma şekli ve düşünce yapısından ne kadar yetenekli olduğu bariz. Kötü eylemlerini öğrenmeden önce Morris bizler için ilham verici bir kişilik, bir efsaneydi. Bu durumu kabullenmek zor.

Emerald Plains’de söyledikleri aklımdan çıkmıyor, “Rainbow çoktan öldü”. Bunun boş bir tehdit olmadığını bilecek kadar olaya şahitlik ettim geçen sene. Sorguların çoğunda sessiz kaldığı için pek bir şey öğrenemiyoruz ve bu anlaşmazlık sonucunda pervasız bir kumar olarak gördüğüm bir öneri atıldı ortaya: Deimos’u destekçilerine karşı bir göreve yollamak. Aklı başında kim böyle bir girişime izin verir? Yine de bu öneri sayesinde ondan ilk kez eyleme geçirilebilir istihbarat edindik. Onu sahaya sürerek ihtiyacımız olana ulaşabilir miydik? Rainbow’u ortadan ikiye bölen çok zor bir seçim. Şimdi hiç olmadığı kadar bir Six’in önderliğine ihtiyacımız var.

Önümüzü tam göremiyor olsak da umutluyum. Çünkü Rainbow’un gücü, bizi tanımlayan o güç ortak bir amaçtan geliyor: Korunmaya ihtiyacı olanları korumak için ne gerekiyorsa yapmak.

-- Kaptan Yumiko “Hibana” Imagawa, Viperstrike Ekip Lideri